DSM-III

1. 1. DSM-III

• • Giriş**

DSM-III (Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders, Third Edition – Ruhsal Bozuklukların Tanısal ve İstatistiksel El Kitabı, Üçüncü Baskı), 1980 yılında Amerikan Psikiyatri Birliği (APA) tarafından yayınlanan ve psikiyatride sınıflandırma sistemlerinde devrim yaratan bir dönüm noktasıdır. DSM-III, önceki baskılarından farklı olarak, psikanalitik teorilerden uzaklaşarak daha tanımlayıcı ve gözlemlenebilir kriterlere odaklanmıştır. Bu yaklaşım, tanısal güvenilirliki artırmayı ve farklı klinisyenlerin aynı bozukluğu aynı şekilde tanımlamasını sağlamayı amaçlamıştır. Bu makale, DSM-III’ün tarihçesi, temel prensipleri, içerdiği sınıflandırma sistemi, eleştirileri ve psikiyatri alanındaki etkisini detaylı bir şekilde inceleyecektir. Ayrıca, ikili opsiyonlar gibi risk yönetimi ve karar verme süreçlerinin psikolojik temellerine de değinerek, DSM-III'ün bu alanlardaki dolaylı etkilerini değerlendireceğiz.

• • Tarihsel Arka Plan ve Gelişim**

DSM’nin kökenleri, 19. yüzyılın sonlarında ABD Nüfus Sayım Bürosu’nun akıl hastalığı istatistiklerini toplama çabalarına dayanmaktadır. İlk resmi versiyonu olan DSM-I (1952), esas olarak tanımlayıcı bir sınıflandırma sunarken, psikanalizin etkisinde kalmıştır. DSM-II (1968), DSM-I’e göre daha ayrıntılıydı ancak hala güvenilirlik sorunları yaşamaktaydı.

1970'lerin başında, Robert Spitzer liderliğindeki bir ekip, DSM'nin revize edilmesi için çalışmaya başladı. Bu ekibin amacı, daha nesnel ve geçerli bir sınıflandırma sistemi geliştirmekti. Bu süreçte, veri odaklı bir yaklaşım benimsenerek, klinik araştırmalardan elde edilen verilere dayalı kriterler oluşturulmuştur. DSM-III’ün geliştirilmesi, uzun ve tartışmalı bir süreçti. Farklı teorik yaklaşımları temsil eden psikiyatristler arasında fikir ayrılıkları yaşanmıştır. Ancak, Spitzer ve ekibi, ampirik verilere odaklanarak ve uzman görüşlerini dikkate alarak, geniş bir konsensusa ulaşmayı başarmıştır.

• • Temel Prensipler ve Yaklaşım**

DSM-III’ün en önemli özelliklerinden biri, kategorik sınıflandırma yerine, daha karmaşık ve çok boyutlu bir yaklaşım benimsemesidir. Bu yaklaşım, her bir bozukluğun belirli tanı kriterlerini karşılaması gerektiğini vurgular. Kriterler, genellikle belirtiler, davranışlar, duygusal durumlar ve işlevsellikteki bozulmalar gibi gözlemlenebilir ve ölçülebilir unsurları içerir.

DSM-III, bipolar bozukluk ve şizofreni gibi bazı bozuklukların alt tiplerini tanımlayarak, daha ayrıntılı bir sınıflandırma sunmuştur. Ayrıca, kişilik bozuklukları için ayrı bir bölüm oluşturulmuştur. Bu bölüm, özellikle borderline kişilik bozukluğu gibi karmaşık ve zorlu durumların anlaşılmasına katkıda bulunmuştur.

DSM-III’ün gelişiminde, Rorschach testi ve projektif testler gibi subjektif değerlendirme yöntemlerinin kullanımından kaçınılmış ve daha standartlaştırılmış ve nesnel ölçüm araçları tercih edilmiştir. Bu, tanısal güvenilirliği artırmayı amaçlamıştır.

• • Sınıflandırma Sistemi ve Kategoriler**

DSM-III, ruhsal bozuklukları geniş kategoriler altında sınıflandırmıştır. Bu kategoriler şunlardır:

• **Organik Zihinsel Bozukluklar:** Beyin hasarı veya diğer tıbbi durumlar nedeniyle ortaya çıkan zihinsel bozukluklar.
• **Psikotik Bozukluklar:** Gerçeklikten kopma, sanrılar ve halüsinasyonlar gibi belirtilerle karakterize bozukluklar (örn., şizofreni).
• **Duygudurum Bozuklukları:** Aşırı duygusal durum değişiklikleri ile karakterize bozukluklar (örn., depresyon, manik depresyon).
• **Anksiyete Bozuklukları:** Aşırı kaygı, korku ve endişe ile karakterize bozukluklar (örn., panik bozukluk, sosyal fobi).
• **Somatoform Bozukluklar:** Fiziksel belirtilerle ortaya çıkan ancak tıbbi bir nedeni olmayan bozukluklar.
• **Dissosiyatif Bozukluklar:** Kimlik, hafıza veya bilinçle ilgili bozukluklar.
• **Kişilik Bozuklukları:** Kalıcı ve esnek olmayan davranış kalıpları ile karakterize bozukluklar.
• **Çocukluk ve Ergenlik Başlangıçlı Bozukluklar:** Çocukluk veya ergenlik döneminde ortaya çıkan bozukluklar (örn., otizm, dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu).
• **Madde Kullanım Bozuklukları:** Madde kullanımı ile ilgili sorunlar.

Her bir kategori, daha spesifik alt tiplere ayrılmıştır. Örneğin, duygudurum bozuklukları kategorisi, majör depresif bozukluk, bipolar I bozukluk, bipolar II bozukluk ve distimik bozukluk gibi alt tipleri içerir.

• • Eleştiriler ve Sınırlamalar**

DSM-III, psikiyatri alanında önemli bir adım olmasına rağmen, bazı eleştirilere de maruz kalmıştır. En önemli eleştirilerden biri, tıbbi modele aşırı vurgu yapması ve ruhsal bozuklukların sosyal ve kültürel faktörlerden etkilenmesini yeterince dikkate almamasıdır.

Bazı eleştirmenler, DSM-III’ün tanı kriterlerinin çok katı olduğunu ve bazı hastaların yanlış tanı almasına neden olabileceğini savunmuşlardır. Ayrıca, DSM-III’ün farmakolojik tedavilere odaklanması ve psikoterapi gibi diğer tedavi yöntemlerini yeterince vurgulamaması da eleştirilmiştir.

DSM-III’ün sınıflandırma sisteminin bazı eksiklikleri de bulunmaktadır. Örneğin, bazı bozuklukların belirtileri birbirleriyle örtüşebilir ve bu da tanı koymayı zorlaştırabilir. Ayrıca, bazı bozuklukların nedenleri ve patofizyolojisi hakkında yeterli bilgi bulunmamaktadır.

• • Psikiyatri Alanındaki Etkisi ve Mirası**

DSM-III, psikiyatri alanında devrim yaratan bir sınıflandırma sistemi olmuştur. DSM-III’ün en önemli etkilerinden biri, tanısal güvenilirliği artırması ve farklı klinisyenlerin aynı bozukluğu aynı şekilde tanımlamasını sağlamasıdır. Bu, klinik araştırmaların daha tutarlı ve karşılaştırılabilir hale gelmesine katkıda bulunmuştur.

DSM-III, ruhsal bozuklukların damgalanmasını azaltmaya ve ruh sağlığı hizmetlerine erişimi kolaylaştırmaya da yardımcı olmuştur. Daha net ve tanımlayıcı bir sınıflandırma sistemi, ruhsal bozukluklar hakkında daha fazla farkındalık yaratmış ve insanların yardım aramalarını teşvik etmiştir.

DSM-III’ün mirası, sonraki baskılar olan DSM-IV (1994) ve DSM-5 (2013) üzerinde de önemli bir etki bırakmıştır. DSM-IV ve DSM-5, DSM-III’ün temel prensiplerini korumuş ve daha ayrıntılı ve kapsamlı bir sınıflandırma sunmuştur.

• • İkili Opsiyonlar, Risk Yönetimi ve Psikolojik Temeller**

İkili opsiyonlar gibi finansal piyasalarda karar verme süreçleri, psikolojik faktörlerden önemli ölçüde etkilenir. DSM-III'ün tanımladığı bazı bozukluklar, bu süreçlerdeki karar alma becerilerini olumsuz etkileyebilir. Örneğin, kumar bağımlılığı veya mani durumları, aşırı risk alma ve dürtüsel davranışlara yol açabilir. Anksiyete bozuklukları ise, karar verme sürecini felç edebilir ve fırsatları kaçırmaya neden olabilir.

DSM-III'ün vurguladığı tanısal kriterler, finansal piyasalarda irrasyonel davranışlara neden olan psikolojik eğilimleri anlamak için bir çerçeve sağlayabilir. Bilişsel çarpıtmalar, aşırı özgüven ve kayıp korkusu gibi faktörler, yatırımcıların hatalı kararlar almasına neden olabilir.

Risk yönetimi stratejileri, bu psikolojik eğilimleri kontrol altında tutmaya ve daha rasyonel kararlar almaya yardımcı olabilir. Örneğin, diversifikasyon, stop-loss emirleri ve temel analiz gibi teknikler, riskleri azaltmaya ve potansiyel kayıpları sınırlamaya yardımcı olabilir.

• • Sonuç**

DSM-III, psikiyatri alanında önemli bir dönüm noktasıdır. Daha nesnel ve tanımlayıcı bir sınıflandırma sistemi sunarak, tanısal güvenilirliği artırmış ve ruh sağlığı hizmetlerine erişimi kolaylaştırmıştır. DSM-III’ün mirası, sonraki baskılar olan DSM-IV ve DSM-5 üzerinde de önemli bir etki bırakmıştır. Ayrıca, ikili opsiyonlar gibi finansal piyasalarda karar verme süreçlerini anlamak ve risk yönetimi stratejileri geliştirmek için de değerli bir çerçeve sunmaktadır. Psikolojik faktörlerin karar alma süreçlerindeki rolünü anlamak, hem ruh sağlığı uzmanları hem de finansal yatırımcılar için önemlidir.

Psikoterapi Psikofarmakoloji Bilişsel davranışçı terapi Duygusal zeka Stres yönetimi Travma sonrası stres bozukluğu Obsesif kompulsif bozukluk Yeme bozuklukları Uyku bozuklukları Madde bağımlılığı Şizotipik kişilik bozukluğu Narsistik kişilik bozukluğu Antisosyal kişilik bozukluğu Borderline kişilik bozukluğu Histrionik kişilik bozukluğu Kaçak kişilik bozukluğu İkili opsiyon stratejileri Teknik analiz yöntemleri Hacim analizi Risk yönetimi teknikleri Temel analiz Kayıp korkusu Aşırı özgüven Bilişsel çarpıtmalar

• • Gerekçesi:**

• **Kısa ve öz:** MediaWiki kurallarına uygun olarak kısa ve öz bir kategoridir.
• **Doğru:** Makalenin içeriği doğrudan psikiyatri sınıflandırmaları ile ilgilidir.
• **Uygun:** Diğer olası kategorilere göre daha spesifik ve doğrudur.

Şimdi işlem yapmaya başlayın

IQ Option'a kaydolun (minimum depozito $10) Pocket Option'da hesap açın (minimum depozito $5)

Topluluğumuza katılın

Telegram kanalımıza abone olun @strategybin ve şunları alın: ✓ Günlük işlem sinyalleri ✓ Özel strateji analizleri ✓ Piyasa trendleri hakkında uyarılar ✓ Başlangıç seviyesi için eğitim materyalleri